1 MAYIS AÇIKLAMASI

Ancak bu böyle gitmez, Savaş ve Sömürü devam etmez!
İşçi sınıfının en politik gösterisi olan 1 Mayıs, bütün ülkelerde yüz yıldan uzun bir zamandır kutlanıyor. Hiç kuşkusuz, emekçilerin sınıf bilincinin meydanlarda görünür hale geldiği gün olması olan 1 Mayıs’ın emek hareketi ve emekçiler için önemi oldukça büyüktür.
Kapitalist sömürü sistemine karşı gerçekleştirilen ilk tarihsel işçi eylemleri 8 saatlik günlük çalışma süresine geçilmesi, işçilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi, emekçiler arasındaki ırk ayrımcılığının son bulması gibi temel talepler için ortaya çıkmıştı. Aradan geçen bir buçuk asırlık süreden sonra sermaye düzeni emekçileri yine her şeyin başladığı o noktaya çekmeye, vahşi kapitalizmin sömürü sistemi içinde emekçilerin kazanımlarını yok ederek her şeyi adeta yüz yıl öncesine döndürmeye çalışıyor. O da yetmiyor, emeği metalaştıran sistem, günümüz dünyasında aklı, duyguyu, doğayı ve yaşama dair ne varsa her şeyi metalaştırmakta, sömürü düzeninin ağlarını hayatın her alanına yaymaktadır. Bunca zamandan sonra 8 saatlik iş günü talebi de, çalışma koşullarının iyileştirilmesi talepleri bugün de oldukça güncelse ve üstelik var olanların üstüne yeni sömürü halkaları eklenmişse o halde hepimiz bir kez daha yüksek sesle bütün dünyaya hatırlatmalıyız ki, “bitmedi o kavga, sürüyor ve sürecek!” O kavganın cepheleri artık yüz yıl öncekinden çok daha fazla ve kavga artık çok daha çetin.
1 Mayıs, yoksullar, emekçiler, işsizler ve bütün ezilenler için çok katmanlı bir tarihsel hafızadır aynı zamanda. Çünkü 1 Mayıs, işçi direnişlerinin tarihi olduğu kadar, aynı zamanda vahşi sömürü düzeni tarafından işlenmiş katliam suçlarının da tarihidir. İlk işçi eylemlerinden bu yana, sermayenin saldırıları sonucunda katledilen sayısız emekçi oldu. Elbette Türkiye de bu tarihsel direniş ve katliam hafızasında önemli bir yer tuttu. Ne Türkiye işçi sınıfının tarihe mal olmuş görkemli direniş eylemlerini, ne de devletin içinde yuvalanmış eli kanlı odakların katliamlarını unutmak mümkün değil.
Yepyeni bir güneş gerek
Devletin ve sermaye düzeninin geçirdiği dönüşüm süreci emekçi sınıfın önüne büyük görevler koyuyor. Bugünün dünyasında insan emeğine ihtiyaç duymayan, ya da bu ihtiyacın azaltılmaya, eritilmeye çalışıldığı yeni üretim biçimleri hızla gelişiyor. Teknolojik gelişmeler bir yandan üretim süreçlerini değiştiriyor bir yandan da üretim birimlerini, çalışan işçi sayısını, işçi – işveren ilişkilerini dönüştürüyor. İlk işçi eylemlerinden bu yana varlığına alıştığımız maddi emeğin yanında bugün, maddi maddi olmayan emek, dijital emek, kadın emeği vb gibi başka emek türleri de yer alıyor. Yaşanan büyük değişimlere karşın emek hareketi ise hala inatla eski yapılarını korumaya çalışıyor, sermayenin yeni saldırılarına eski bilindik araçlarla karşı koymaya çalışıyor. Günümüzün emek hareketi, evrensel ve çağcıl yapısal bir krizle karşı karşıya.

Rusya’nın Ukrayna işgali başta olmak üzere savaş, işgal, silahlanma politikalarına son verilmelidir. ! Mayıs alanları savaşa ve silahlanmaya karşı barışın sesinin yükseltildiği, barış ezgilerinin yükseldiği alanlardır. Tek adam rejiminin derinleşen ekonomik ve siyasal krizi perdelemek için başvurduğu çatışma ve savaş siyaseti asla kabul edilemez. Irak topraklarında başlatılan silahlı operasyon başta olmak üzere Suriye, Libya topraklarında sürdürülen askeri operasyonlara son verilmelidir. Kürt sorunun ve bölgesel sorunların çözümünde demokratik, barışçıl çözümlere şans verilmelidir.
Yoksulluğa, baskıya, sömürüye karşı, emekçiden, emekten ve doğadan yana bir hayatı kurabilmek için bugünün ihtiyaçlarına uygun, sermayenin yeni saldırı dalgasına karşı yeniden yapılanmış bir emek hareketinin oluşturulması işçi sınıfı için artık ertelenemez bir zorunluluktur. Şimdi bu karanlık günleri aydınlatacak yepyeni bir güneşe ihtiyaç var.
Gün gelir, zorbalar kalmaz, gider!
Dünya yeniden bir alt üst oluşun eşiğinde. Bir yandan emek-sermaye savaşı derinleşirken, diğer yandan yeryüzünün her coğrafyasına yayılan çatışmalar, bütün bunların üstüne yaşam alanlarının, doğanın kâr ve para hırsı yüzünden talan edilmesi, dünya halklarının bugününü ve geleceğini her zamankinden çok daha fazla tehdit ediyor. Tarih boyunca insanlık, belki de ender olarak bugünkü kadar barışa, özgürlüğe, eşitliğe, adalete ve demokrasiye özlem duyar hale gelmişti.
Elbette bu böyle sürmez ve elbette bu vahşi emek ve doğa sömürüsü, savaşlar ve çatışmalar böyle devam edemez.
Biz emekçiler, işsizler, yoksullar, yok sayılanlar, sesi kesilmek istenenler, görmezden gelinenler, birer birer, onar onar, yüzer yüze öldürülenler… Biz bu karanlık yolun sonunda doğacak o güneşi görüyoruz. Çünkü insanın, emeğin ve doğanın düşmanı olan bu vahşi düzeni birlikte değiştireceğiz!

Yoksulluğa, baskıya, eko kıyıma, savaşa ve sömürüye karşı,
Adalet, barış, ekoloji, eşitlik ve demokrasi için 1 Mayıs’a!

YEŞİL SOL PARTİ

1 Mayıs Görselleri

PAYLAŞ