Akın: Demokratik bir cumhuriyette, hukukun işlediği bir yerde yaşamayı arzu ediyoruz.

Eş Sözcümüz İbrahim Akın Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtladı

VOA Türkçe: Türkiye kamuoyuna kendinizi nasıl anlatırsınız?

İbrahim Akın: “Ben yıllardır siyasetin içinde değişik görevler üstlendim. Şimdiye kadar işin sahasında emekçi olarak çalışan, örgütlenme faaliyetlerini yürüten biri olarak çeşitli süreçlerde temsiliyet görevi aldım. Benim hikayem şöyle: 12 Eylül öncesi bu mücadele içerisinde gençlik yıllarına katıldım. Altı buçuk yıl cezaevi hayatım oldu. Sonra çıktım ve Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) sürecine katıldım. Başta Kürt sorunu olmak üzere daha kapsayıcı bir siyasetin örgütlenmesi ihtiyacı ortaya çıktı. Türkiye’de artık ezilenlerin, yoksulların, kadınların, Aleviler’in, Kürtler’in ayrı ayrı örgütlenmesi yerine bir tarihsel buluşmaya ihtiyaç olduğu tartışması yürümüştür. O tartışma bizi Türkiye’de demokrasi ve insan haklarının dibe vurması ve halen 12 Eylül Anayasası’yla yönetilmemiz nedeniyle hayatımızı değiştirecek bir mücadele izlenmesi gerektiği noktasına getirdi. Fikrin hayat içerisinde karşılık bulması için toplumsal buluşmayla siyaset yapılması gerektiğini düşündük. Çünkü Türkiye farklı kimlikleri birbirlerine karşı kullanma siyasetiyle Türkiye’yi yöneten bir anlayışla karşı karşıya. Yani ‘böl yönet’ hikayesi çok egemen bir siyasi anlayış. Biz buna çözüm üretmemiz gerektiğini düşünerek bir pozisyon aldık. Eşitlik ve Demokrasi Partisi ile Yeşil Sol Parti birleşmesi bu hikayeler içerisinde gelişti.”

“Kapatılmazsa HDP yoluna devam eder”

VOA Türkçe: Anayasa Mahkemesi HDP’yle ilgili kapatma kararı vermezse süreci nasıl yürüteceksiniz? Yeşil Sol Parti ile mi yola devam edilecek?

İbrahim Akın: “HDP de bizim birlikte çalıştığımız, ortak siyaset yaptığımız ve bizi seçimlerde temsil eden bir parti. 2022 yılı sonunda dayanışmamız ve HDP’nin kapatılma riski karşısında Yeşil Sol Parti’nin hazırlanması ihtimali ortaya çıktı. HDP mevcut bileşenleriyle verdiği kararla seçime Yeşil Sol Parti olarak giriyoruz. Aynı zamanda EMEP ve TİP de bu mutabakat içinde. Ama bizim arzumuz daha da genişlemeseydi. Halen eksikler olduğunu düşünüyorum. HDP’nin kapatılmaması halinde doğal olarak HDP yoluna devam edecek. Seçim sonrası olası gelişmeler ve davadaki kararla yeniden bir değerlendirme yapacağız. Anayasa Mahkemesi’ndeki dengeler açısından siyasi baskı çerçevesinde bakıldığında, kapatma ihtimalini içeren bir denklem olduğunu biliyoruz. Bu durumu göze alamadık. Demokratik bir siyasi atmosfer olsa HDP’nin kapatılmasına dair herhangi bir şey yok. Ama kapatılma ihtimali olabilir mi? Olabilir, çünkü bir sürü hukuk dışı karar alındığını görüyoruz ve yaşıyoruz. HDP’nin geleceği seçim sonucuna bağlı olarak tekrar değerlendirilecek. Türkiye’de biz aslında iki şeyi çok önemsiyoruz: Birincisi seçim ve bu rejimi değiştirme meselesi. Ama seçimden sonraki süreçte de zor bir döneme girdiğimizi düşünüyoruz.”

Sahada HDP Eş Genel Başkanları ile birlikte kampanya

VOA Türkçe: HDP ile Yeşil Sol Parti olarak seçim sürecini birlikte nasıl yürüteceksiniz?

İbrahim Akın: “Şu anda HDP’nin kapsama alanındaki bütün dinamikler ve örgütler, toplumsal yapılar HDP yerine Yeşil Sol Parti listelerinde seçime girecekler. Seçim kampanyasını eşgüdüm içerisinde yürütmeyi öngörüyoruz. Ortak bir planlama çerçevesinde seçim çalışması yürütmeyi öngörüyoruz. Çünkü kısa sürede bu geçiş sürecini tanıtmak, örgütlemek, ifade etmek, topluma anlatmak gerekiyor diye düşünüyoruz.”

“Yeşil Sol Parti’ye sürpriz başvurular var”

VOA Türkçe: Yeşil Sol Parti vekil adaylığı listesinde kimleri göreceğiz? Sizi nerede göreceğiz?

İbrahim Akın: “Sanatçı, yazar, akademisyen, toplumun kapsama alanında bulunan her kesimle temaslar var. Çok yaygın bir şekilde milletvekilliği başvurusu var. 9 Nisan’a kadar bir çalışma olacak. Benim için çok önemli değil nerede olduğum. Ama ben 35 yıldır İzmir’de siyaset yapıyorum. Öncelikli orada değerlendirilebilir diye düşünüyorum. Ama bu tamamen kolektif irademizle komisyonumuzun yaptığı çalışmaya göre değerlendirilecek.”

“Ekonomik adaletsizlik temel sorun”

VOA Türkçe: İttifak olarak aday çıkarmama kararınız ile Kemal Kılıçdaroğlu’na destek verdiğiniz açıklandı. Kılıçdaroğlu’ndan seçilirse neler bekliyorsunuz?

İbrahim Akın: ‘’Öncelikle Yeşil Sol Parti, Türkiye’de daha demokratik bir ortam olması bakımından bu rejimden kurtulmanın ve nefes alacak bir ekibin yaratılmasının çok önemli olduğunu düşünüyor. Ama öncelikli sorun bence şu: Türkiye’de artık deprem sonrası ekonomik mesele o kadar yüksek hale geldi ki adaletsizlik had safhaya ulaştı. Asgari ücretle hatta iki asgari ücretle bir ailenin yaşama şansı hiç kalmadı. Orta kesim falan kalmadı. Asgari ücretle geçinen yüzde 60’lık kesim açlık sınırı dibine indi. Ekonomik adaletsizliğin acilen çözülmesi gerekiyor. Bunun kolay olmayacağını biliyoruz. Geçmiş dönemde bütçe onaylanırken gördük ki bütçenin yaklaşık üçte biri savaşa gidiyor, silaha gidiyor. Olanaklarımız yok değil.’’

Biz farklı toplumsal kimliklere ve inançlara sahip insanlarız. Hepsinin özgürce yaşayabileceği bir ortamın sağlanmasına ihtiyaç var. Bunun da gerçekten bağımsız ve herkesi eşit bir yurttaş olarak gören hukuk devletinin oluşmasıyla mümkün olacağını düşünüyoruz. Acilen Kürt sorunu başta olmak üzere, bütün bu kimlik ve inanç sorununun çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz.”

“Beklentimiz Cumhurbaşkanlığı sisteminin bir an önce değişmesi”

İbrahim Akın: ‘’Öte taraftan dünyada elbette çok yaygın bir ekolojik yağma ve talan var. Doğayla birlikte uyumlu yaşamayan sistemin yaşama şansı yok. İşte görüyoruz depremleri, göz göre göre doğaya karşı savaş açmış birlikler var. Dünyamız ciddi bir iklim kriziyle karşı karşıya. Ama bizim ülkemiz 10 kat daha fazla tehlikeyle karşı karşıya. Çünkü bunlar iktidarda kalmak için her şeyi yağmalıyor. Bizim beklentimiz Cumhurbaşkanlığı sisteminin bir an önce değişmesi. Ancak anayasal değişikliğin yapılmasının uzun süreceğini düşündüğümüz için, Kılıçdaroğlu’nun acilen bu konuda Cumhurbaşkanlığı yetkisini kullanarak hamle yapması gerekiyor. Başka şansımız yok diye düşünüyorum.”

“Değişim umudu oluşmaya başladı”

VOA Türkçe: Kamuoyu araştırmalarında, 20 yıllık iktidarın ardından Cumhurbaşkanı ve AKP lideri Erdoğan’ın en düşüğünün yüzde 40’ın altında olmadığı vurgulanan oy oranını nasıl değerlendiriyorsunuz?

İbrahim Akın: “Tek bir ağızdan ve merkezden sürekli bir manipülasyon yapılıyor. Şimdi buna rağmen, devletin bütün olanaklarıyla yönlendirmeye rağmen (Erdoğan’ın) halen bu kadar oy mu alması mı lazım derseniz, almaması lazım. Burada bence muhalefet olarak bizim eksikliğimiz var. Muhalefet bence bir süredir çok parçalı olmasından dolayı umut vermeyen bir görünümdeydi. Halen ne yaptıkları belirsiz gibiydi. Bizim açımızdan da böyleydi, sadece Millet ittifakı açısından bahsetmiyorum. Bu süreç giderek netleşiyor. Değiştirilebilir umudu oluşmaya başladı.’’

Türkiye’de insanlar 14 Mayıs’ı bekliyorlar ve öfke çok yüksek. Tepki oylarıyla beraber bu meselenin ilk turda halledilmesi için Kılıçdaroğlu’na oyların yükseleceğini öngörüyoruz. Mesela İyi Parti-Millet İttifakı ciddi bir şekilde kriz geçirdi. Ama aynı zamanda toplumsal baskıya dayanamadı. Merkezi akılla, yukarıdaki akıl ile tabandaki akıl bence aynı değil. Siyasi akıl merkezi ile toplum aklını düşünürseniz; bence toplum önde, çok net söyleyebiliyorum bunu. Toplum baskısı var. Kılıçdaroğlu’nun ‘kazanabilir aday olma’ özelliği sebebiyle toplumun bilinçlendiğini düşünüyorum. Özetle ben değiştirme umudunun yükselmesine bağlı olarak Kılıçdaroğlu adresinin büyüyeceğini düşünüyorum.”

“Bölücülük iddiasındakiler ülke içinde düşmanlar yaratıyor”

VOA Türkçe: Cumhur İttifakı’nın yeni katılımcılarıyla birlikte yinelediği “milli beka” gibi söylemlerle HDP’ye ve dolayısıyla Yeşil Sol Parti’ye yönelik dile getirdiği “bölücülük” suçlamasına yanıtınız nedir? Bölücü müsünüz?

İbrahim Akın: “Aslına bakarsanız bizim yaptığımızı iddia ettikleri şeyleri tam tersine kendilerinin yaptığını düşünüyorum. Eğer ülke içerisinde bir kısmı düşmanlaştırıyorsan, bölmeye niyetin vardır. Çünkü düşmanlar yaratmışsındır. Bence şu anda AKP, MHP, Hizbullah ve Yeniden Refah Partisi, kendisini seven ama kendi dışındakini düşman ilan eden bir anlayış biçimindeler. Bu kültür bizde yok. Biz mevcut siyasi iktidarla bir mücadele içerisindeyiz. Ama onlara destek veren toplumla hiçbir problemimiz yok. Biz Türkiye halkıyla birlikte yaşamayı, ortak vatanda, demokratik bir cumhuriyette gerçekten hukukun işlediği bir yerde yaşamayı arzu ediyoruz. Bütün iddiamız da bu zaten. Bizim gibi düşünenlerle birlikte olmayacağız diye bir ayrım içerisinde değiliz.’’

Ortak bir çatı altında, ortak siyaset yapıyoruz. Mesele şu, insanların kendilerini inançlarından ve kimliklerinden bağımsız olarak özgürce ifade edebilecekleri bir ortamı kabul ediyor musun? Demokratlığın, gerçekten birlikte yaşamanın ölçüsü zaten buradan geliyor. Başka türlüsü zaten düşman yaratmak demek, bölmek demek. Bizim bölmek gibi niyetimiz yok. Birlikte yaşamak niyetimiz var.”

“Seçim sürecinde tehlike var ama demokratik siyaset ile engelleyebiliriz”

VOA Türkçe: HÜDA PAR’ın AKP’yle birlikte seçim sürecini yürütecek olması itibariyle, başta Güneydoğu Anadolu Bölgesi olmak üzere seçim güvenliği açısından endişeler gündemde. Siz güvenlik riski görüyor musunuz?

İbrahim Akın: “Bu tehlike yok değil, var. Ben 10 Ekim katliamını Ankara Garı önünde yaşadım. Dibimdeki arkadaşlarımı kaybettim. Daha önce Sur’da 134 kişinin kurtarılması ile ilgili Avrupa’dan heyetle gittiğimizde gerçekten orada insanlık adına travma yaşattılar bize. Oradan geldim. Üç gün sonunda Ankara’da bu patlamayı görünce yani şöyle bir duygu yaşıyor insan: Bu ülkede her şey olabilir yani. Ben mesela bir siyasetçi olarak ‘Bunlar asla olmaz’ gibi bir hayal kurmuyorum. Çünkü Türkiye’de yarı resmi devlet güçleri yanı sıra, birtakım planlar içerisinde olan devlet içinde örgütlenmiş güçler de var. Biz bunu 12 Eylül’de yaşadık, 12 Mart’ta yaşadık. 1994’te de yaşadık, hepsini yaşadık. O anlamda tarihin tanıklığını yapmış birisi olarak olmaz gibi bir düşünce içinde değilim. Ama bunun önüne geçmenin yegane yolu meşru demokratik siyaseti büyütmek ve bu tür işleri engellemek.’’

“AKP kaybetme psikolojisine girmiş durumda”

İbrahim Akın: “Mesela seçim güvenliği sağlanabilir mi? Sandıktan biz çıkabilir miyiz? gibi her türlü olumsuz senaryo düşünülebilir. Ama buna teslim olmadan çözüm üretmekten yana olduğumuzu düşünüyorum. AKP’nin kaybetme psikolojisine girmiş bir pozisyonda olduğunu düşünüyorum. Yeniden Refah’ın aslında AKP’ye getirdiği kadar götürdüğü de olacağını tahmin ediyorum. Ama bence bir taraftan kazanırken öbür taraftan kaybetme ihtimali de olabilir. Çünkü Hizbullah sadece Batman ve birkaç yerde etkili olabilir. Ben toplumun artık bunlara teslim olmayacağını düşünüyorum.”

PAYLAŞ