AYSEL TUĞLUK VE HASTA MAHPUSLARDAN SORUMLUYUZ…

Ülkemizde cezaevleri, adalet sisteminin bir unsuru olarak değil, politik iktidarı tutsak bedenler üzerinde inşa eden şiddet araçları olarak işlev görmektedir. Devletin sorumluluğunda kapatılan tutuklu ve hükümlülerin sayısı AKP-MHP iktidarı döneminde oldukça artmıştır. Sürekli yeni cezaevi müjdesi veren iktidar, türlü türlü yeni cezaevleri inşa etmekte, cezaevlerinde kapasite artırmakta, kampus cezaevleri deneylerine girişmektedir. Cezaevi koşulları gün geçtikte kötüleşmekte, cezaevi nüfusunun akıbeti konusunda açıklık ve şeffaflık ortadan kalkmakta, cezaevleri toplumsal her türlü denetim mekanizmasına da kapatılmaktadır. Oysa mahpusların yaşam, sağlık, eğitim, çalışma ve gelişme haklarının, insanlık onurunun korunması temel ilkesinden taviz verilmeden karşılanması devletin görevi olan en temel evrensel insan haklarındandır. Cezaevlerinin koşulları, yönetim biçimi ve düzeni konusunda bilgi sahibi olmak, düzeltme talep etmek de çağdaş demokrasilerde tüm yurttaşların görev ve sorumluluğundadır.


Cezaevlerinde şiddet, sürgün, intihara sürüklenme, ağır hastalıklar, kanser ve ölümler son yıllarda dikkat çeken bir düzeyde artmıştır. Hükümet yetkilileri, Adalet Bakanlığı, yetkisi olan adli görevliler cezaevlerindeki sağlık sorunları konusunda suskun kalmakta, içeride olanlar konusunda bir rahatsızlık duyulmamaktadır. Cezaevleri, ancak içerideki nüfusun dışarıda sesini duyurabilecek olanakları oluşursa ve bu kişilerin sorunları toplumun vicdanında derin yaralar çarsa konuşulmaktadır. Hasta tutsaklar çoğu zaman kaderine terk edilmekte, mahpuslar ancak artık tedavi edilemez noktalara gelindiği zaman yoğun kamuoyu baskısı olursa fark edilmekte ya da içeride sağlık ve bakım hizmeti olanaklarından mahrum bir şekilde yaşamlarını yitirmektedirler. Çoğu mahpus da bir daha asla eski sağlığına yeniden
kavuşamayacak bir şekilde zarar görmektedir.


Aysel Tuğluk milletvekilliği yapmış, siyasi partilerin üst düzey organlarında görev almış Kürt bir kadın siyasetçi olması ve demokrasi ve barış mücadelesine katkıları dolayısı ile hastalığına rağmen tutsak edilmeye devam edilmektedir. Cezaevinde kalamayacağına dair verilen sağlık raporları tahliye edilmesine yetememektedir. Aysel Tuğluk ve onunla benzer koşullarda ısrarla tutulan diğer hasta mahpuslar bir an önce serbest bırakılmalı, kapatma cezası, politik tutsakları rehineleştirmek amacıyla kullanılmamalıdır. Yeşil Sol Parti Kadın Meclisi olarak tüm adalet kurumlarını Aysel Tuğluk ve diğer hasta mahpusların haklarını savunmaya ve korumaya davet ediyoruz.


Yeşil Sol Kadın Meclisi
28 Aralık 2021

PAYLAŞ