Burada Hayat Var! Mücadeleye Devam!

28 Mayıs 2013’te Taksim Gezi Parkında ağaçların kesilmesini önlemek amacıyla yapılan çağrı, hiç beklenmedik olanın başlangıcı oluverdi. İstanbul ve ona eşlik eden diğer şehirler Gezi Parkını savunma mücadelesi etrafında ayağa kalktı. Herkes ağaçların yok edilmemesi talebine kendi itiraz halkalarını ekledi ve isyan çoğalarak büyüdü. Söz hakkını müdafaa başroldeydi.

Gezi Parkı Direnişi, Erdoğan-AKP iktidarının despotik yönetim anlayışına, temsili demokrasiye, insanı ve doğayı sömüren rantçı, kalkınmacı politikalara köklü bir itiraz olarak başladı. Başta gençler olmak üzere, merkeziyetçi politikaların dayatmalarını kabul etmeyen tüm toplumsal kesimler, katılımcı bir demokrasi talebi etrafında kimliklerine, söz haklarına, yaşam alanlarına sahip çıktı.

Bizler, Gezi’deki gibi, halklar arasındaki dayanışma ve kardeşlik bağlarının sıkılaştığı ortak mücadele zeminlerinin otoriter ve baskıcı iktidarların en büyük korkusu olduğunu gördük. Bütün farklılıklarımızla çoğulcu, katılımcı demokrasi için birlikte el ele omuz omuza olabildiğimizde nasıl paniklediklerine ve endişeye düştüklerine tanıklık ettik. O yüzden topluma hakim olan korkuyu aşarak ve demokratik, barışçı meşru siyasetin alanını genişletmeye çalışarak yol almaya kararlıyız. İnatla “mücadeleye devam” diyoruz.

Yeşil Sol Parti olarak, kendisine karşı olan herkesi susturabileceğini sanan iktidarın kurumsallaştırmaya çalıştığı despotik siyasal düzenin, Gezi Direnişinin verdiği güçle, toplumsal yaşamın her alanında katılımcı demokrasiyi savunan, özgürlüğü, barışı ve eşitliği arzulayan, doğaya, yaşam alanlarına, tüm canlılara karşı sorumluluğunun farkında olan herkesin ortak mücadelesiyle alt edilebileceğini biliyoruz.

Gezi Parkında işaret edilmiş siyasetin ve direnişin beşinci yılında, bu otoriter ve baskıcı yönetim anlayışının hedefi olup öldürülen Berkin Elvan, Ali İsmail Korkmaz, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Medeni Yıldırım, Ethem Sarısülük, Ahmet Atakan ve Hasan Ferit Gedik’i saygıyla anıyoruz.

28 Mayıs 2013’te başlayan gezi direnişinde bizlere canlarıyla ışık tutan arkadaşlarımıza, çocuklarımıza, yaralanan sakat kalan dostlara, meydana koşa koşa giren kadınlara, günlerce gaz soluyan mahallelilere, annelere, kırmızılı kadına ve gaz yedikçe uçuşan saçlarına, gözünü bile kırpmadan günlerce geceli gündüzlü buldukları her köşede ilk yardım hizmeti veren hekimlerimize, ihtiyaç olan her yerde var olan avukatlarımıza, sokak hayvanlarını kurtarmak için canlarını dişlerine takan kadınlara, erkeklere, tüm dünya insanlarının eşitliği için meydanın soğuk taşlarına alnını koyup secde eden ve ön yargılarımızı yerle bir eden Anti-kapitalist Müslümanlara, yeryüzü sofralarına, LGBTİlere, böreğini, kekini, elmasını sokaktakilerden esirgemeyen mahalleli teyzelere, apartmanlarının evlerinin kapısını açık tutan amcalara, Çarşı Grubuna, Mavi Şimşeklere, POMA’nın operatörüne, Barbaros Şansal’lara, Sırrı Süreyya’lara, İhsan Eliaçık’lara, Alabora’lara, Mücella’lara, Duran Adama, piyanoya, tencere tavaya, elele kolkola halay çeken beyaz yakalıya, Türkü, Kürdü, Ermenisi, Çerkezi ile her halktan, her sınıftan ve birçok farklı siyasi görüşten bu düşü görmemize vesile olan tüm Çapulculara beşinci yıl dönümünde selam olsun…

28 Mayıs 2013 bu topraklarda yaşayan bizi başka bir biz yaptı. Tarihimizin en büyük ekolojik direnişi olan Gezi yaktığı ateşle bizi, bu topraklarda umudun hiç bitmeyeceğine inandırmıştır. Gezi bu toprakların üç beş rantiyeciye ait olmadığını bu topraklarda yaşayan tüm canlılara ait olduğunu göstermiştir. Gezi yeryüzündeki her ağacın her yaprağında, her kelebeğin kanadında, her bir çiçeğin eşsiz renginde, toprağın kokusunu seven her insanın kalbinin içindedir.

Beş yıl önce hep bir ağızdan #TAMAM diyen GEZİ; YEŞİLDİR, SOLDUR UMUTTUR…

Eylem Tuncaelli – Naci Sönmez
Yeşil Sol Parti
Eş Genel Sözcüleri

PAYLAŞ