Varlık nedenini sermayeye rant sağlamak olarak gören, bunun için insanın ve doğanın yaşam hakkı dahil hiç bir şeyi önemsemeyen sistem, bir yandan doğayı talan ederken diğer yandan insanlarımızın da hayatlarını çalıyor.
8 Temmuz 2018 tarihinde hayatını kaybeden 25 insanımız, Çorlu Tren Katliamında bu sistemin kurbanı oldu.
Devam etmekte olan mahkeme sürecinde, diğer katliamlarda izlenen yola benzer uygulamalarla sık sık karşılaştık. Bugüne kadar devam eden dava sürecinde, göz göre göre gelen faciadaki ihmallerin örtülmek istendiğini, gerçek sorumluların mahkeme önüne çıkarılmadığını, zamana yayılan duruşmalarla adaletin gerçekleşmesinin zorlaştırıldığını Türkiye kamuoyu olarak bir kez daha gördük.
Beklenen düzeyde somut ilerlemelerin sağlanamadığı ve sürekli ertelenen duruşmalar, gerçek sorumluların yargı önüne çıkarılmaması, duruşmalar sırasında mağdur ailelere yönelik gerçekleşen baskıcı tutumlar gösteriyor ki, benzer toplumsal mağduriyetlerde ve katliam davalarında karşımıza çıkan cezasızlık pratiği Çorlu Tren Katliamı davasında bir kez daha sahnelenmek isteniyor.
Yeşil Sol Parti olarak, Çorlu’daki Tren Katliamında hayatını kaybeden yurttaşlarımızı saygıyla anarken, sürmekte olan davada yeni bir cezasızlık durumunun ortaya çıkmaması için ailelerin sürdürdüğü hak ve adalet arayışında sonuna kadar yanlarında olduğumuzu, sermayeden değil, insandan ve doğadan yana demokratik bir ülke kurma mücadelesindeki kararlılığımızı bir kez daha ifade ediyoruz.
Ayşe Erdem – İbrahim AkınYeşil Sol Parti Eş Sözcüleri