Özellikle son bir yıldır akla sığmayacak, “yok artık bu da olmaz” dediğimiz sayısız olayla uyanıyor, her yeni güne direnerek başlıyoruz.
Tarihe kara leke olarak düşecek öyle çok olay yaşadık, yaşıyoruz ki, tarihin bugünleri yazan sayfaları dünkü İstanbul semalarından farklı olmayacak.
Hukuk devrilmiş, ifade özgürlüğü gasp edilmiş, haber alma hakkımız hiçe sayılmış, vicdan ve adalet mumla aranır olmuş…
Bir hadsiz fırtına hayatımızı alt üst etmiş…
Bir gecede bir KHK ile ihraç edilen binlerce kamu emekçisi, kapatılan sivil toplum örgütleri, tutuklanan, ihraç edilen vekiller, belediye başkanları, gazeteciler, yazarlar, insan hakları savunucuları… İşte birilerinin Yeni Türkiye’si…
Betondan kentler, eksik altyapı, afet diye nitelenen doğa olayları, yönetsel beceriksizliklerin takdiri ilahi diye anlatılması, darbe girişiminin lütuf kabul edilmesi 12 Eylül’de dahi görülmemiş saçma sapan iddianameler, yok sayılan halk iradesi, OHAL’de seçimler, açıklanan sonucu vicdanlarda onulmaz yaralar bırakan referandum… İşte birilerinin Yeni Türkiye’si…
Benim ülkemde OHAL’de grevlerin nasıl ertelendiği ile övünen bir “tek adam” var…Tutuklanan milletvekilleri, gazeteciler için yorumu sorulduğunda hüküm veren, terörist ilan eden, yargının yerine geçmiş bir “tek adam”
Dünyanın neresinde bir hukuksuzluk varsa, neresinde yoksulluk, hak gasbı varsa, nerede çocuklar açsa bu hepimizin sorunu oldu tarih boyunca.
Şimdi benim ülkemde Nuriye ve Semih 140 gündür aç. ‘İşimi geri istiyorum” diye her akşam meydanları dolduran binlerce kamu emekçisi ile, meslektaşları ile tutuklu oldukları için buluşamayan iki emekçi… Nuriye ve Semih…
Şimdi benim ülkemde adaleti arayan, vicdan nöbetleri tutan milyonlar var.
Biz varız, bu karanlıklara teslim olmayan, direnen biz varız…
Adaleti de, barışı da biz kuracağız.
Arkadaşlarımızı o duvarların arkasından alana kadar buradayız.
Ne içeride ne de dışarıda teslim olmayız.
Eylem Tuncaelli
Yeşil Sol Parti Eş Sözcsü