Eş Sözcümüz Çiğdem Kılıçgün Uçar, milletvekillerimiz Tülay Hatimoğulları, Zeki İrmez, MYK üyelerimiz Elif Bulut, Sevtap Aktağ ve HDP Şırnak İl Eşbaşkanı Abdullah Güngen depremin etkilendiği Maraş’taydı. Heyet; Namık Kemal Mahallesi, Zinko, Musolar, Elifana ve Çiğili köyleri ile Pazarcık’ta konteyner kentte kalan halkı ziyaret etti. Ardından ilçe binamıza geçen Kılıçgün Uçar, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
İlk günden bu yana tek bir adım atılmadığını gördük
Eş Sözcülerimiz, milletvekillerimiz, Parti Meclisi üyelerimiz ve parti çalışanlarımız ile birlikte 7 ay önce depremin yaşandığı bölgelerde bir dizi gözlemde bulunmak üzere sahadayız. Halkımızla birlikte sorunları tartışmak, 7 ay içinde nelerin yapılıp yapılmadığını konuşmak üzere bir araya geldik. Bugün, yıkım ve can kayıplarının en çok olduğu kentlerden biri olan Maraş’ta esnafı ve köyleri ziyaret ettik, halkımızla bir araya geldik. Aslında bildiğimiz şeyleri gördük. İlk günlerde deprem bölgesi ne halde ise şimdi de öyle. Geçen bu 7 aylık sürede tek bir adımın atılmadığını gördük.
Deprem unutturulmaya çalışılıyor
Türkiye tarihi boyunca hiçbir iktidar depremlerle ilgili bir sorumluluk almadı, yaraları sarmaya dönük politik faaliyet yürütmedi. Bu bir tercih. Bu deprem unutturulmaya çalışılıyor. Ancak bu deprem unutulacak bir deprem değil. 99 yılının acıları hala taze iken, diğer depremlerin acısı taze iken, göz göre göre yeni bir depremle karşı karşıya kaldık. Halkımız aslında iki depremi birlikte yaşadı. Birincisi doğal afet olarak deprem ki o deprem bitti, ikincisi ise bir devlet depremi. Depremin ilk 3 günü halkımız “Devlet nerede?” diyordu. Devlet depremi hala devam ediyor.
İktidar halkın dayanışmasından rahatsız
7. ay içindeyiz. Su havzası olan Maraş’ta köyler ve konteyner kentler su sıkıntısı yaşamaya devam ediyor. 7 aydır lavabosu, banyo yeri olmayan konteynerler var. Enkazlar hala kaldırılmış değil. AKP-MHP iktidarı bizim de içinde olduğumuz muhalefet için “Bunlar deprem turisti, ancak gider gezerler” dedi. Geldik gördük dayanıştık. Depremin ilk günü biz buradaydık, siz değil. Depremin ilk gününden bugüne bütün arkadaşlarımızın çok yoğun emeği oldu. Ama iktidarın kendisi bundan çok rahatsız oldu. Maraş’ta dayanışma merkezine kayyım atandı. Dünyanın hiçbir yerinde bunu göremezsiniz. Halkın dayanışmasından rahatsız olan bir tutum gördük ve bu devam ediyor. Birçok yeri dolaştık. Enkazların çoğu yerinde duruyor. İktidar şöyle bir işlem yürütmüş. İhaleye vermiş enkazı kaldırmak için. Şirket sadece demirleri alıyor, geri kalanı olduğu gibi bırakıyor. Çünkü demir para ediyor.
Su ihtiyacı karşılanmayan halk kışın nasıl kalacak?
Çok ciddi sağlık sorunu olduğunu TTB başta olmak üzere bütün kurumlar ifade etti. AKP’ye soralım; genel seçimlere giderken ne söz verdiniz halka? Bizim dışımızda kimse depremin yaralarını saramaz dediniz ama yaralar duruyor. Toplum size rağmen yaralarını sarmaya devam ediyor. En büyük seçim malzemesi depremdi, depremin yaralarını sarmaktı. 7 ay geçti, tık yok. Çok iyi biliyoruz ki bu söylemini yerel seçimlerde de sürdürecek. Yazın sıcağında konteynerlerde yaşayamayan, su ihtiyacı karşılanmayan halk, kışın nasıl konteynerlerde kalacak? Çocuklar okula gidemiyor, kadınların yükümlülüğü çok çok artmış durumda.
Kürt ve Alevi köylerine devletin eli gitmedi
AKP-MHP iktidarı diyor ki deprem bölgesinde olan insanlar umurumda değil, sadece ve sadece bana oy verene hizmet ederim. En başından söylüyorum; Kürt ve Alevi köylerine devletin eli gitmedi bile. Yapılan yerler var. 3-5 tane inşaat yapılmış, temel atılmış. Bunların hepsi Türk ve Sünni köyleri. Bunun yapılmasından rahatsız değiliz ama aynı zamanda AKP-MHP’ye oy vermeyenlerin de Kürt ve Alevi olanların da eve ihtiyacı var. Bunu görmek zorundasınız. Biz Yeşil Sol Parti olarak ilk günden bugüne dayanışmanın nasıl ayakta tuttuğunu gözlemledik, halkımızla birlikte yeniden bir deprem süreci yaşandığında nasıl müdahale edebileceğimize dair yollar aradık. Dolayısıyla “Devlet nerede?” sözünü bırakacağız ve “Biz buradayız” diyeceğiz. Yerel seçimlere giderken depremi seçim malzemesi yapmalarına izin vermeyeceğiz. İnsanlar sadece bu kentte yaşamıyorlar; çocukluğumuz, hafızamız, bütün değerlerimiz yaşadığımız bu kentlerde. İstiyorlar ki kentleri terk edelim, etmeyeceğiz. Bu kent bizim, bu mücadele bizim. Depremi yaşayan halkımızla birlikte ilk gün nasıl dayanışma içindeysek bundan sonra da devam edeceğiz.
Bu ülkeyi sizin hukuksuzluğunuza terk etmeyeceğiz
Deprem vergilerinin nereye gittiğine dair herhangi bir açıklama yapmıyor bu iktidar. “Seçimden sonra ekonomi düzelecek” diyen bakanlar, “ekonomistim” diyen cumhurbaşkanı çok ciddi sözler vermişti. Ne yaptılar? “Deprem oldu paraya ihtiyacımız var” dediler. Biz daha önceki deprem paralarının nereye gittiğini bilmiyoruz. Yaşadığımız bütün zamlar, ödemek zorunda kaldığımız bütün artı fiyatların hepsi deprem bölgesine bir çözüm olarak gelmek durumunda. Geldi mi? Halkımızla bir aradayız, gelmedi. Devletin suyu bile girmeyen evler var. Bu ayrımcılığa karşı, inanç ve kimlik ayrımcılığına karşı sözümüz var. Ayrımcılık siyasetini yükselten AKP’ye diyoruz ki bu ülkenin tek sahibi siz değilsiniz, olmayacaksınız. Bu ülkede yaşanan zulmün, yolsuzluğun ve talan politikalarının sahibi elbette ki sizsiniz. Biz sözümüzü verdik; seçimde de seçimden bağımsız olarak da bu ülkeyi sizin hukuksuzluğuna terk etmeyeceğiz. Yaralarımızı birlikte sarmaya devam edeceğiz.
20 Eylül 2023