KORONAVİRÜS GÜNLERİNDE DİJİTAL KÜRESEL İKLİM GREVİ

Yeryüzü için, hepimiz için  #Adilİyileşme hemen şimdi!

İklimi değil Sistemi Değiştir

Katılmak için:
https://meet.jit.si/dijitaliklimgrevindebuluşuyoruz

Koronavirüs hayatımıza aniden girdi ve birçok alışkanlığımızı zorunlu olarak hızla değiştirmek zorunda kaldık. Yaşadığımız yüzyılın böyle ani ve bilinmeyen hastalıkların sıkça görüleceği bir yüzyıl olacağını söylemek için falcı olmaya gerek yok. Uzun zamandır insan faaliyetlerinin gezegene verdiği zarar doruk noktasına ulaşmış durumda ve bunun durdurulması için yapılan tüm çağrılar karşılıksız bırakıldı. Kimse felaketlerin ardı ardına geleceğini söylendiğinde bu kadar yakın olduğunu düşünmüyordu. Koronavirüs tüm insanlığa bir şok etkisi yaratmış durumda.

Aslında Covid-19, “doğal bir felaket” değil ya da kapitalist sisteme dışarıdan bir müdahale sonucu gerçekleşmedi. Bütün bu olanlar için iklim aktivistleri uzun zamandır uyarılarda bulunuyordu ve hala bulunuyor. Yeni koronavirüs ve benzerleri, biyo-çeşitliliği ve ekosistemleri tahrip eden kapitalizmin günümüzdeki eğilimlerinin bir sonucu. Dolayısıyla yaşadığımız pandemi, ekolojik krizin bir tezahüründen başka bir şey değil.

Küresel ısınmanın tüm canlılar ve dünya üzerindeki etkileri artık tartışılmaz bir gerçek iken, koronavirüs nedeni ile yaşamak zorunda kaldıklarımız bu gerçekliğin yok sayılmaması gerektiğini gösterdi. Artık hızlı bir şekilde plansız, fosil yakıtlar merkezli üretim ve kar merkezli ekonomik modelden vazgeçilmesi gerekiyor.

Küresel ısınma, insan yaşamını ve sağlığını çeşitli şekillerde etkilerken yeni tanıştığımız koronavirüs pandemisi gibi hastalıkların temel nedeni olmaya devam edecektir. Sağlıklı bir yaşam için gerekli temiz hava, temiz içme suyu ve yeterli beslenme için gerekli gıdaya erişim tehdit altında. Böyle olması insanların bağışıklık sistemi üzerinde olumsuz etkiler yaratarak, sağlık üzerinde sağlanan onlarca yıllık ilerlemeyi kısa sürede zayıflatmayı başarmasına sebep olmuştur.

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre son 20 yılda atmosferde oluşan sera gazı artışı nedeniyle eğer aynı üretim faaliyeti ve kar merkezli ekonomik model uygulanmaya devam ederse sonraki 80 yılda sıcaklık 3 ile 4 oC artacaktır. Bu rakam dünyanın son 18 bin yılda yaşadığı artışın üzerindedir. Bu rakamlar bize kapitalist iktisadi sistemin son yüzyılda dünya için ne derece yıkıcı olduğunu (ve olacağını) gösterirken aynı zamanda bize nelere mal olacağı hakkında da fikir veriyor.

Kapitalizmin ekoloji üzerinde yarattığı basınç yüzünden ortaya çıkan Covid-19 salgını nedeniyle dünya çapında sanayi üretimi düştüğü için yine aynı basıncın başka bir tezahürü olan sera gazı salınımı belli düzeyde azaldı; bu, ancak kapitalizm cehenneminde mümkün olabilecek bir kara komedidir. Ancak her koşulda çevre yıkımının hem insani hem de ekonomik faturası çalışanların ve yoksulların önüne konuyor. Emisyonların %25 oranında azalmış olması olumlu bir gelişme gibi görünse de bu dönemde yaşanan ekonomik küçülmenin telafisi için atılacak adımlar korkutucu olabilir. Buna engel olmak elimizde.

Pandemi nedeni ile otomotivden tekstile kadar bir çok sektördeki fabrika sağlık ekipmanları üretimine entegre edilmeye çalışılıyor. Daha düne kadar Suriye savaşında kullanılan yerli İHA ve SİHAları üreten ve övgüler dizilen kurumlar, bugün teknolojilerini nasıl hızla solunum cihazına çevirmek için kullanırız diye uğraşıyor. İnsan öldürmek için değil yaşatmak için teknoloji üretmenin ne kadar “yaşamsal” olduğu gözlerimizin önüne seriliverdi! Yapılan bu değişiklerin pandemi bittiğinde de devam etmesi için kolektif dayanışma ağını güçlendirmeye ve İklim Krizine karşı alınacak önlemler için mücadele etmeye devam etmeliyiz. Covid-19 pandemisi en kötü ihtimalle 1 yıl daha sürecek, ancak küresel iklim krizinin yol açacağı felaketler geleceğimizi toptan tehdit ediyor. Var olan gelişmeler dünyanın içinde bulunduğu durumdan çıkmak için kolektif hareket etmemiz gerektiğini gösteriyor. Eğer gelecekte böyle hızla yayılan ve tüm hayatı felce uğratma kapasitesine sahip salgın hastalıklar için önlem almak istiyorsak bilgimizi, kaynaklarımızı ve en önemlisi geleceğimizi birlikte oluşturmak ve planlamak zorundayız. Dünyanın herhangi bir noktasında başlayan bir felaket diğer bölgeleri de hiç beklenmedik ölçüde etkileyebiliyor.

Ekosistemde oluşan yıkım en çok yoksulları, ezilenleri, mültecileri tehdit ediyor. Küresel düzeyde 350.org üzerinden imzaya açılan açık mektupta ifade ettiğimiz gibi bugün yaptığımız tercihler, önümüzdeki on yıllarda toplumumuzu, ekonomimizi, sağlığımızı ve iklimimizi şekillendirecek.

Her düzeyde verilmesi gereken yanıtlar şu beş ilkeyi desteklemelidir:

  • İnsanların sağlığına öncelik verilmelidir, bunun istisnası olamaz.
  • İnsanlara doğrudan ekonomik destek sağlanmalıdır.
  • Şirket yöneticilerine değil, çalışanlara ve topluluklara yardım edilmelidir.
  • Gelecekteki krizlere karşı dirençlilik artırılmalıdır.
  • Sınırlar ötesinde dayanışmalar ve topluluklar oluşturulmalıdır; otoriterlik güçlendirilmemelidir.

Tüm bu nedenlerle bugün 5. Küresel İklim Grevi’ni dijital ortama taşıdık.

Fridays For Future ve Sıfır Gelecek platformlarının çağrısı ile gerçekleşecek İklim Grevi’ne destek olalım.

Greve destek vermek için gün boyu #BuEvdeİklimGreviVar, #DijitalİklimGrevi #SıfırGelecek etiketleri ile paylaşımlar yapalım.

PAYLAŞ