Ne kadar zaman geçerse geçsin, acımız taze ve öfkemiz büyüktür!

Sivas Katliamı, insanlığa karşı işlenmiş suçlardan biridir. Bu katliam, ne yazık ki bu topraklarda işlenen ne ilk, ne de son insanlık suçu oldu.

30 yıl önce gerçekleştirilen Sivas Katliamı, Çorum ve Maraş katliamlarının devamı oldu. Sonraki yıllarda bunu Gazi Mahallesi, Roboski, Suruç ve 10 Ekim’de Ankara Gar Katliamı izledi. Bunlar, katliamcı zihniyetin hayata geçirdiği insanlık suçu zincirinin birer halkalarıdır. Katliamların hesabı sorulamadıkça, gerçek bir yüzleşme olmadıkça işlenen suçlara yenileri ekleniyor. Maraş ve öncesindeki katliamların hesabı sorulabilseydi Sivas Katliamı yaşanmazdı. Sivas’ın da hesabı sorulamadı ve onun ardından faili meçhuller, gözaltında kayıplar geldi, Roboski Katliamı geldi. Gezi direnişinde öldürülen Aleviler geldi, Suruç ve Ankara Gar Katliamları geldi.

Sivas Katliamı sorumluları içinden sadece çok küçük bir grup hakkında dava açıldı. Uzun süren yargılamalar sonunda çoğu ya hiç ceza almadı ya da küçük cezalarla kurtuldu. Fail ve sorumluların korunması, cezasızlık politikasının bir yansıması olarak gerçekleşti. Tekçi iktidar tarafından araçsallaştırılan yargı eliyle katliam davasına ilişkin yargılamalar uzun yıllara yayıldı ve sonunda önemli bir kısmı “zaman aşımı” gerekçesiyle cezasızlıkla sonuçlandı.

Üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin, acımız taze ve öfkemiz büyüktür. İnsanlık tarihine birer kara leke olarak geçen bu ve benzeri tüm katliamları durdurmak, yenilerini önlemek ve bunun gibi insanlık suçlarının tekrarlanmaması için adil, demokratik, çoğulcu ve katılımcı bir düzeni inşa etmek demokrasiden yana olan hepimizin temel görevidir.

Yeşil Sol Parti olarak 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta Madımak Oteli’nde katledilen canlarımızı saygıyla anarken katliamların yaşanmadığı bir ülke yaratma sözümüzü bir kez daha tekrarlıyoruz. Tüm halkların özgür, tüm inançların eşit olduğu bir dünya için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz!

Yeşil Sol Parti Eşsözcüleri

Çiğdem Kılıçgün Uçar –   İbrahim Akın

PAYLAŞ