Rantınız Batsın! Doğa Yaşasın!

BM Çevre Programı (UNEP) hazırladığı raporlarda, dünya atmosferinde oluşan karbondioksit katmanının her geçen yıl arttığına dikkat çekmektedir. Kalkınma uğruna dünyanın akciğerleri konumundaki Yağmur Ormanları’nın yok edilmesi, küresel ısınma nedeni ile buzulların erimesi sonucu bazı bölgelerde seller, bazılarında da kuraklık gibi iklim sorunları yaşanmakta; sanayi kaynaklı zararlı ve zehirli maddelerin yol açtığı kirlilikler de Birleşmiş Milletler raporlarında yer almaktadır. BM her gün üç canlı türünün yok olduğunu belirterek yaklaşan felaketin tanımını yapmaktadır.

Türkiye bugüne kadar 30 uluslararası sözleşme, 29 bildirge, 15 ikili anlaşmaya imza koymasına rağmen yapılan yatırımlarda ve üretim sürecinde ekolojik maliyeti hiç düşünmemekte hatta göz ardı etmektedir.

Ormanlarımız, tarım alanlarımız kalkınma hırsıyla hızla yok edilmekte, derelerimiz ve su varlıklarımız geri dönüşü olmayan bir biçimde kirletilip betona hapsedilmektedir. Onlarca felakete ve sayısız uyarıya rağmen, Akkuyu, Sinop ve İğneada NGS projeleri ile, gelecek nesiller nükleer atıklarla zehirlenme riski ile baş başa bırakılmaktadır. Fosil yakıtlara bağımlı ulaşım, enerji ve sanayi politikaları ile hem içinde yaşadığımız ekosistem zehirlenmekte hem de gezegene sera gazları pompalanmaya devam edilmektedir. Büyük Menderes’te balık ölümleri görmezden gelinmekte, plansız kentleşme ve altyapı eksikliğinin de katmerlendirdiği sel felaketleri yaşanmakta, yetkililerin neredeyse her üç ayda bir “böyle bir yağış beş yüz yılda bir olur” açıklamaları sel sularının üzerinde yüzmektedir. Memleketin birçok yeri “yeşil” yollar, HESler, JES’ler, geçiş projeleri ile ciddi tehdit altında bırakılmaktadır.

Doğayı insanın mülkü olarak gören, doğal varlıkları sınırsızca ve sorumsuzca tüketen politikaları reddedenler olarak bizler; doğanın sahibi değil, parçası olduğumuzu, tüm bu sorumsuz politikaların gezegenimiz adına geri dönüşü olmayacağını biliyoruz.

Yeşil Sol Parti olarak, tüm canlıların yaşam kaynağı olan doğanın para kazanma aracı olarak görülmesini ve ticarileştirilmesini reddediyoruz. Doğa, ticari bir mal değildir ve birilerinin döneceği her köşe başında ranta kurban edilmemelidir.

Doğal varlıklarımız üzerinde, artık yargıyı da yanına alan vahşi saldırılara karşı, seslerimizi, ellerimizi, yüreklerimizi ve mücadelelerimizi birleştirme zamanıdır.

Hala çözülmemiş karanlık bir cinayete kurban verdiğimiz mücadele arkadaşlarımız, dostlarımız, Büyüknohutçu çiftinin ve onlar gibi yüzlerce çevre gönüllüsü kahramanın mücadelesi yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor ve edecektir.

Yeşil Sol Parti olarak, tüm halkımızı Dünya Çevre Günü’nde, tüm canlıları ve yaşam alanlarını korumaya ve bu uğurda verilen mücadelelere destek vermeye çağırıyor ve tüm bunların 24 Haziran’da da akıllardan çıkarılmaması gerektiğini vurguluyoruz.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi
Eş Genel Sözcüleri
Eylem Tuncaelli – Naci Sönmez

PAYLAŞ