Bugün 4 Ekim, Hayvanları Koruma Günü. Rant hırsı doğayı ve yaşam alanlarını hızla yok ediyor. Yok ettikçe de tüm canlıların yaşam hakkına kast ediyor. Türkiye’de kentsel dönüşüm projeleri, kesilen ağaçlar, yükselen ucube binalar, fabrika atıkları, enerji için yok edilen su kaynakları, kurutulan göletler ile hayvanların yaşama alanları tamamen yok ediliyor.
Kentlerde hayvan hakkı yok sayılıyor; yükselen apartmanların bodrum katına sığınan canlılar atılıyor, parka giren sokak hayvanı çıkarılıyor, caddelerde ise araba çarpıyor. Bunlara rağmen hayatta kalmayı başaranlar da zehirleniyor, öldürülüyor, işkence ve tecavüz ediliyor. Sokaklara konulan bir kap su bile çok görülüyor.
Hayvanların bu denli istismar edildiği ülkede Hayvanları Koruma Kanunu’nun da tek yaptırımı ise idari para cezasıdır. Sahipsiz hayvana eziyete eden fail bulunursa ona Orman ve Su İşleri Müdürlüğü tarafından idari para cezası kesilir, o para da devlet kasasına gelir olarak kaydedilir.
Türkiye hukuk sisteminde insan dışındaki her şey eşya kabul edilir ve mal varlığı konusu oluşturuyor. Yaşayan hayvanlar mal sayılıp zarar görmeleri halinde, sahiplerinin uğradığı ekonomik kayıp nedeniyle “mal varlığı aleyhine işlenen suçlara” konu oluyor. Sahipsiz hayvanlara yönelik kötü muamele ise kabahat sayılıyor.
Türkiye’deki çoğu hayvan barınaklarının durumu da içler acısıdır. Bayram izinlerinde aç bırakılan ve ölüme terk edilen canlıların dramı görünen ve bilinenin çok daha ötesinde.
Hayvan barınakları yeterli medikal ürünlerden ve cihazlardan yoksun, sağlıksız ortamların yaygın, kaldıkları yerler ise rahat temizlesin diye fayans ya da beton döşendiği merkezler halinde. Bu haliyle buralar hayvan bakımevleri yerine hayvanların toplanma merkezi olarak işlev görüyor.
Hayvan hakları da insan hakları gibi yasayla korunmalıdır. Kanunen hayvanları insana eş varlıklar olarak kabul etmeliyiz. Hayvan hakları konusunda gelişmiş hukuka sahip ülkelerde olduğu gibi hayvanlar, hissedebilen varlıklar olarak kabul edilmeli ve hayvan hakları ihlallerine hapis cezası gibi ağır yaptırımlar uygulanmalıdır.
Eylem Tuncaelli – Naci Sönmez
Yeşil Sol Parti Eş Sözcüleri