İki yıl önce Ankara’da yapılacak “Emek, Barış ve Demokrasi” mitingine katılmak üzere ülkenin dört bir yanından binlerce insan yollara düştü. O gün önlenebilir bir saldırı sonucunda 102 barışseveri yitirdik, yüzlercesi de yaralandı.
Katliamın üzerinden 2 yıl geçti. Acımız, öfkemiz, isyanımız dinmedi. İyileşemedik…
10 Ekim Ankara katliamı sonrası hazırlanan resmi raporlarda; Ankara’da bir saldırı olabileceğine ilişkin emniyete çok sayıda istihbarat gelmesine rağmen, ne yazık ki bu katliama yol verilmiş, seyirci kalınmıştır. Emniyet, mitingde yaşanacak olası bir bomba saldırısı için kendi personelini uyarmış, fakat miting düzenleme komitesini uyarmayı gerekli görmemiştir!
Biz, 10 Ekim günü Ankara Garı önünde, ortada bu kadar açık bir tehdit varken ve bu tehditten haberdarken bunu yok sayan devletin yüzünü bir kere daha gördük. Patlamanın ardından hayatta kalanlara, ölülerini kaldıran, yaralılara yardıma koşanlara “süpürün” talimatıyla saldırıldığına tanık olduk.
Katliamın ardından ortaya dökülen bu “gerçekler” üzerine yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunuldu ancak bu suç duyurusu işleme konmadı. 2 yıl boyunca, bu organize katliamın arkasındaki güçler ve gerçeklerin ortaya çıkarılmaması için siyasi iktidarın olay karşısındaki ciddiyetsizliği devam etmektedir.
Dönemin Başbakanı, ellerinde intihar eylemi yapabilecek kişilerin listesi olduğunu ancak bu isimleri bir eylem yaşanmadığı sürece tutuklayamayacaklarını söyledi.
10 Ekim mağdurlarının avukatlarına dava açıldı.
Ancak bütün kırılmışlıklarımıza rağmen yılmadık, vazgeçmedik; dostlarımızdan aldığımız barış bayrağını her fırsatta katillere, barış düşmanlarına inat daha da yükseltmeyi bir borç bildik. Yılmadık, vazgeçmedik; barış umuduna tekrar tekrar sarıldık, barışın sıcak yüzünü bir gün bu topraklara da döndüreceğimize ve bunu aynı düşü gördüğümüz arkadaşlarımızla birlikte başaracağımıza inandık.
Barıştan başka isteği olmayan insanları katleden canlı bombaların ismini, yerini bildikleri halde buna engel olmayanlardan, “ihmal yok” açıklamaları yapanlardan, “istifa edecek misiniz” sorusuna gülenlerden, miting alanında ölülerini kaldıranları, yaralılarına yardım edenleri “süpürün” talimatıyla gaza boğanlardan, ölenlerin üzerine seçim sandıkları kuranlardan, korku salarak iktidarını pekiştirenlerden, Ortadoğu’da kanlı savaşın ateşini fitilleyip bu ateşe benzin taşıyanlardan, halkın iradesini yok sayanlardan; emeğin, barışın, demokrasinin, doğanın düşmanlarından HESAP SORACAĞIZ!
Bu topraklara barış gelene kadar mücadeleye devam edeceğiz.
Unutmayacağız, unutturmayacağız!
10 Ekim 2017
Eylem Tuncaelli – Naci Sönmez
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüleri