UTANÇLA YAŞIYORUZ!

23 Nisan 1915 gecesi, İstanbul’da Ermeni halkının önde gelenlerinden 240 kişi tutuklandı. 24 Nisan’da Haydarpaşa Garı’ndan trene bindirilip sürgüne gönderilmeleriyle Ermeni Tehciri resmen başlatılmış oluyordu.

19. yüzyıl sonlarından itibaren Ermeniler ve diğer azınlıklar için bu coğrafyada yaşam giderek zorlaştı. Baskılar, İttihat Terakki’nin başlattığı yargısız infazlar, yağmalanan kiliseler, evler ve devletin sürgün dediği bir zulüm ve ölüm yürüyüşüyle bir halkı kendi topraklarından silmeye yönelik imha politikası sürdü. Müslümanlaştırma ve Türkleştirme politikaları Anadolu’nun tüm halkalarına acı, yıkım ve ölüm getirdi. Devlet, soykırımı inkâr etmekten vazgeçmedi, özür dilemedi. Toplumda yaratılan düşmanlık hep kışkırtıldı. Tek kimlikli devlet inşa etme hedefiyle yok etmeye devam edildi: Trakya Pogromu, Dersim Katliamı, Varlık Vergisi ve Aşkale Sürgünü, 6-7 Eylül Olayları, Maraş, Çorum ve Sivas Alevi kıyımları… ve Kürtlere yönelik devam eden baskı, şiddet ve asimilasyon uygulamaları.

Soykırımdan kurtulanlar için isimlerini ve dinlerini değiştirmek, kendilerini gizlemek zorunda bırakıldıkları, acı ve travmayla yaşadıkları tam 101 yıl… Türkiyeli Müslümanlar için de unutma çabası ve inkâr travmasıyla geçirdikleri yıllar oldu bu yıllar.

Bu gidişatı geri çevirmek için Türkiye halklarının bir araya gelmesi, örgütlenmesi bir zorunluluktur. Bu anlayışla, 1915’in acılarını paylaşıyor, yasına ortak oluyoruz. İnkârdan vazgeçip her şeyi tüm açıklığıyla konuştukça, acıları paylaştıkça geleceği birlikte kurabilmenin, Türkiyeliler olarak eşit yurttaşlık ilişkisi içinde bir arada yaşayabilmenin imkânlarını hep birlikte çoğaltabiliriz!

Geçmişimizle yüzleşirken, ülkenin her köşesinde Ermeni kimliğine sahip yurttaşlarımızla, artık kendilerini gizlemek zorunda kalmadıkları, inanç mekânlarını özgürce kullanabildikleri, eşit bir yurttaş olarak yaşadıkları bir ülke, demokratik bir Cumhuriyet için birlikte mücadele ediyoruz. Devletin özür dilemesi, sürgün edilen ailelere yurttaşlık haklarının iade edilmesi, yaraları saracak hukuki düzenlemelerin gerçekleştirilmesi ve Ermenistan’la ilişkilerin normalleştirilmesi siyasi iktidarın atması gereken adımlardır. Ermeni toplumunun yaşadığı insanlık trajedisini yüreğimizin derinliklerinde duyuyor, bu süreçte yaşamını yitirenleri bir kez daha saygıyla anıyoruz.

Çatlağını bulan sular gibi buluşup çağıldayacağımız günlere… Hep birlikte!

Eylem Tuncaelli – Naci Sönmez

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüleri

PAYLAŞ